Okuma : 8099
Yazan : Samet Beyaz
Tarih : 29.08.2011 12:04:20
Kategori : Manşet
AKPnin bir KHK ile Danıştay ve Yargıtayın yapısını değiştirmesi hukukçuları kızdırdı En sert eleştiriler Avukat Dursun Yassıkayadan geldi Denetimin olmadığı yerde hukuk olmaz diktatörleşmenin yolu açılır Diktatörlüğün önü açılıyor AKP iktidarının çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname ile Danıştay ve Ya
AKP’nin bir KHK ile Danıştay ve Yargıtay’ın yapısını değiştirmesi, hukukçuları kızdırdı. En sert eleştiriler, Avukat Dursun Yassıkaya’dan geldi; Denetimin olmadığı yerde hukuk olmaz, diktatörleşmenin yolu açılır.
Diktatörlüğün önü açılıyor
AKP iktidarının çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname ile Danıştay ve Yargıtay’ın yapısında değişikliğe gitmesine hukukçulardan sert eleştiriler geldi. Avukat Dursun Yassıkaya, Yargı denetiminin ve Danıştay denetiminin olmadığı bir süreçte hukuktan bahsedilemeyeceğini ifade etti. Yassıkaya, demokratik hukuk devletinde Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) yasanın düzenlenmediği ve siyasal iktidarın acil durumlarda başvuracağı bir yol olarak tanzim edildiğini ve bunun da kanunla düzenlendiğini belirtti. Yassıkaya, "Siyasi iktidarlar denetim mekanizmasından kurtulmak ve istedikleri gibi demokratik düzen içerisinde at koşturabilmek için KHK çıkarırlar. Türkiye son dönemde, özellikle genel seçimler öncesinde, KHK’ye ilişkin yasal düzenlemenin, Cumhurbaşkanlığınca onaylanmasıyla beraber, anti demokratik bir uygulamanın, artık asıl uygulama haline geldiği bir düzeni de getirmiştir. Bu durum, hukuk adı altında siyasi iradenin diktatörleşmesinin önünü açar" dedi.
Memurluk dönemi
Yassıkaya, Yargıtay ve Danıştay’ın yapısında yapılan değişiklikle, siyasi iradenin kendi tahakkümünü kurmak ve kendi iradi tasarrufuyla dilediği gibi denetimden uzak bir zaman ve süreç getireceğini vurguladı. Yargı denetiminin ve Danıştay denetiminin olmadığı bir süreçte, hukuktan bahsedilemeyeceğinin altını çizen Yassıkaya, sözlerini şöyle tamamladı; "KHK ile yargıyı düzenlemeye başladığınızda, artık oradaki hâkim ve savcı teminatından ve bağımsızlığından bahsetmek, zaten son dönemde mümkün değildi, bundan sonra da hâkim ve savcının siyasi iradenin memuru olarak tanımlamak dönemi başlamıştır."